Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Dijital KültürKadın girişimciler için yeni fırsatlar

    Kadın girişimciler için yeni fırsatlar

    Tolstoy’un güzel bir sözü var. “Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.” Girişimcilik de de böyle bir şeydir: Ya bilinmeyen bir yolculuğa çıkarsın, ya da önüne bir fırsat çıkar… Ve bu eziyetli bir durumdur! Evet, bütün başarılar veya sonuçlanan girişimler eziyetli bir hedefin arayışı sonunda ortaya çıkıyor. İşte sizi eziyetli bir yolculuğa yani girişimciliğe davet ediyorum. Bütün büyük beyinler de hep eziyetli işlerin peşinde koştular. Kadın girişimciler de her türlü zorluğun üstesinden gelerek, başarılı işletmeler kurdular ve şu anda kendi işlerinin patronu oldular. Peki siz bu yolculuğa çıkmaya, kendinize yeni bir yol çizmeye hazır mısınız? 

    Zorlu bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? 

    Girişimcilik bir irade beyanıdır: Kazanmak zorundayım, yapacağım, üstesinden geleceğim vs.  Bundan dolayı da para ile girişim arasında bir illiyet bağı olmayabilir. Hatta zıt bir ilişki vardır. Hatta toplumumuzda yöneticilerin Ankara, İzmir gibi şehirlerden, girişimcilerimizin de Gaziantep, Denizli gibi şehirlerden çıkması bizi şaşırtmamalıdır. Dünyada da böyledir. Mısır’dan girişimci çıkar ama para Dubai’dedir. 

    Peki girişimciliğin kimyası nedir? Veya hangi ortam girişimciliğin gelişmesine daha elverişlidir? Her şeyin kurumsallaşmaya veya sistemleşmeye doğru yöneldiği bir dünyada, girişimciliğe yeni bir ivme kazandırma gayretlerimiz de olacaktır.  Ayrıca girişimcilik erkeklere mahsus bir kabiliyet de değildir. Bu konuda son dönemde önemli gelişmelerin kadınlar lehine olduğunu da söyleyebiliriz. Kadınlar sorun çözmedeki pratik nitelikleri, detaylar konusunda farkındalığı olan bir zihne sahip olmaları, yılların vermiş olduğu ihmalkarlıkla kadınların ilgi alanında ekonomik faaliyetlerin sınırlı kalması onlar için büyük fırsatlar oluşturuyor. 

    Kadın girişimcilere destek

    Mesela, Türkiye’nin en büyük ekonomik meslek örgütü olan TOBB, Kadın Girişimciler Kurulu oluşturdu. Bu bağlamda il ve ilçelerdeki bütün ticaret ve sanayi odalarının bünyesinde kadın girişimcilere yönelik etkinlikler ve kadınlara yön verecek birimler var. 

    Ticaret ve sanayi odalarının girişimcilere yönelik oluşturduğu birimler arasında İstanbul Ticaret Odası’nın Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) bence en başarılılarından biridir. Kuluçka merkezi niteliğindeki BTM, ekonomik değer oluşturan her fikre, projeye ve görüşe kapılarını açıyor. Girişimcilik konusunda eğitiyor ve yön veriyor. Şu anda Beşiktaş, Fulya’da yer alan BTM, önümüzdeki günlerde daha geniş bir binaya taşınması da planlanmış durumda. Girişimcilik konusunda niyeti olan herkesin mutlaka uğraması gereken bir birimdir. 

    Benim, gelecekte kitlesel sonuçlar beklediğim kadın oluşumlarından bir diğeri ise her il ve ilçede kurulan kadın kooperatifleridir. Kadın kooperatif sayısı geçen yıl 350 civarındaydı, bu yıl 500’e yaklaştığını duydum. Neredeyse her yıl katlanarak büyüyor yani katlanarak kadın girişimcilerimiz iş hayatına atılıyor. Kadın kooperatiflerinin ürünlerini e-ticaret portallarında, Anadolu’ya gittiğinizde yerel pazarlarda veya girişimci fuarlarında görmeniz mümkündür. Medyada da her gün ayrı bir kadın kooperatifinin başarısını okuyoruz.  Geçen yıl çalışmalarını yakından inceleme fırsatı bulduğum Gökçeada Kadın Emeği Tarımsal Kalkınma Kooperatifi oldukça başarılı işlere imza atıyor.  Hikmet İnciser Çelik ve Hatice Bozkurt öncülüğünde kurulan kooperatif,  yöresel ürünleri markalaştırarak, e-ticarete başlama hazırlıkları yapıyorlar. Bu sayede adada yaşayan kadınlar için de istihdam yaratılmış olacak. Sizler de yaşadığınız bölgelerde kooperatiflere katılarak veya kooperatif kurarak; iş hayatına atılabilir, yöresel ürünlerinizin satışını yapabilirsiniz.

    Kadın girişimciler için yeni fırsatlar
    Kadın girişimciler için yeni fırsatlar

    Yuvayı kadın girişimci yapar 

    Kadın girişimciliğini daha iyi gördüğümüz yer de aile şirketleridir. Aile şirketlerinin varlığı girişimciliğin dinamizmiyle doğru orantılıdır. Ne kadar girişim ruhu varsa, o kadar aile şirketi kurulur. Sorun aile şirketlerinin üçüncü veya dördüncü nesle ulaşmamasıdır.

    AB ülkelerinde aile şirketi oranı yüzde 35, Güney Amerika ülkelerinde bu oran daha yüksek. Türkiye’deki aile şirketi oranı yüzde 95 olmasına karşılık sermaye birikiminde yüzde 75 bir paya sahip bu kesim. 

    Her aile şirketinde en önemli unsur kadındır. Aile şirketi oranının yüksek olması kötü bir şey değil. Girişimciliğin bir göstergesidir. Sorun bu şirketlerin dördüncü nesle ulaşabilecek bir yapı oluşturulmasıdır. Bunun için de kadına sorumluluk yanı sıra yetkinin de verilmesiyle bu mümkün olacaktır. 

    Türkiye, Pakistan, Hindistan gibi ülkelerde fikir üretme tutkusu olan insanların sayısı oldukça fazla fakat para olmadığı için eyleme geçiremiyorlar bu fikirlerini. Amerika ve İsrail gibi ülkelerde ise hem tutku var ve hem de para. Para ve imkanı olan kişi ve kurumların Türkiye’deki kadın potansiyeline sahip çıkması gerekiyor. Pişman olmayacaklardır. 

    Kadın girişimcilere destek veren kurumlar 

    Kadın girişimcilerin başvuracakları diğer bir kurumun başında KOSGEB geliyor. Ancak KOSGEB’in yanı sıra şehirlerdeki Kalkınma Ajansları da girişimcilik açısından önemlidir. Ancak bu konuda bir görüşüm var: Girişimcilik ekosistemi için acilen Türkiye’de başlatılması gereken şey, BTM gibi her il ve ilçede kuluçka merkezleri oluşturulmasıdır. . KOSGEB’ler böyle bir yapıya dönüştürülmelidir. Kolektif House ve Workinton gibi ama kamusal desteği olan kuluçka merkezlerinde girişimciler de yer almalıdır. Melek Yatırımcılar da bu merkezlerle taşradaki yatırımcı ruhuna sahip gençler veya zengin beyinlerle bir araya gelmesi sağlanmalıdır. 

    Ayrıca belediyelerin çoğunun meslek eğitimleri var. Bunlar genelde hobi niteliğinde, belediyelerin kadınlara ulaşma ve siyasi bir söylemden ileriye gidemiyor. Meslek kursları da kuluçka merkezi niteliğine dönüştürülmelidir. 

    Kadınların ekonomik durumu ne kadar güçlü olursa, toplumdaki demokratik ortam da o kadar sağlıklı olacaktır. Aynı şekilde, kadınların ekonomik durumuna paralel bir şekilde ülkenin ekonomisi de daha güçlü hale gelecektir.

    Haberler

    BUNLARI DA BEĞENEBİLİRSİN